
Öncelikli olarak Şeref Bey'i aratmayan taraftarın hakkını vermek lazım, helal olsun.
Kadroya bakınca Mustafa Denizli kanımca çıkabilecek en ideal kadroyu çıkartmıştı. Rakibi karşılayacak, kaleye yaklaştırmayacak iki ön libero ve kazanılan toplarda orta sahada basan Wolfsburg'a karşı kısa paslarla oyunu rakip yarı alana taşıyabilecek bi' orta saha.
Bu sene takım olarak en beğendiğim yönümüz orta sahadaki isabetli yakın paslarla oyunu açarak atağa kalkmamızdı. Wolfsburg maçında da özellikle Ekrem ve Fink'in bu topları olumlu kullanamaması atak yönümüzü durduran etken oldu. Takımın sahadaki dizilişi daha yakın olsa Ekrem çalımlara gerek duymadan yakın oynayarak topu ayağımızda tutan taraf olsak daha etkili olabilirdik. Maçın başlarında Sivok'un Dzeko'ya 3 kafa topunu da vurdurması sonucu Dzeko'yu hava toplarında etkili Ferrari'nin marke etmesini bekledim. Neyse ki bu şekilde bi' gol yemedik. Maçın büyük bölümünde sol kanattan saldıran Wolfsburg'a karşı İbrahim Kaş sağ bek'te çoğu zaman etkisiz kaldı. Daha yakın olduğu topları dahi kaptırdığı oldu ki fazlaca kondisyon eksikliği göze çarptı fakat maçın en olumlu hareketine imza attı Grafite'yi attırarak. En azından Tabata oyuna hemen dahil olsa 3 puanı hanemize yazdırabilirdik fakat Denizli'ye kızmamak lazım bu hususta. Wolfsburg deplasmanındasınız, kesinlikle iyi bi' takıma karşı oynuyorsunuz ve forvette Dzeko var.
Manchester'ın kazanması bizim açımızdan çok iyi oldu ve Şeref Bey'deki maç çok daha bi' önemli oldu artık. Onunla ilgili kelamımıza da yazarız nitekim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder